05 Şubat, 2011

Bursasporumuz:2 Sivasspor:1


Maçın zor geçeceğini biliyorduk hepimiz. Öncelikle haklarını teslim etmek gerekir ki Sivasspor çok iyi hazırlanmıştı dün. Konyaspor'un bizi nasıl durduğunu iyi etüt etmiş olmalılar ki bol bol taktik faul yaptılar onlar da. Hatta maç sonunda yanlış hatırlamıyorsam 30'a yaklaşmıştı faul sayıları, bizim yaptığımız faul sayısı da sadece 8, 10 bile değil yani. Ama Konyalı'lar gibi tekme falan savurmadılar, taktik faulü de adabına uygun bir şekilde yaptılar.

Biz maça klasik dizilişimiz 4-4-1-1 ile başlarken Sivaspor da 4-1-4-1 gibi önce savunma güvenliğini düşünen bir anlayışla başlayıp, hücum ederken de Mehmet Yıldız'ı Eneramo'nu yanına, Erman'ı da sağ kanada kaydırarak 4-4-2'ye döndüler sürekli. Defans ile orta saha arasına yerleştirilen Rada genelde savunmanın önünde ön stoper gibi oynadı, zaten Sivas savunmadan çıkışlarda top kaptırıp kontra yememek için hep uzun toplarla oynadığından orta saha elemanlarının bizim sahamızda top kullanmasına da gerek duyulmadı. Çok geçmeden Sivas'ın bizim stoperlerimizi Eneramo ve Mehmet Yıldız gibi iki güçlü oyuncuyla meşgul edip, seken toplarla karambol aramanın dışında başka bir hücum planlarının olmadığı da anlaşıldı, bize çok fazla gol şansı vermeyecekleri de.

Ortada geçen bir ilk yarının ardından golü bulmamız bir sağ kanat organizasyonunda Miller'in yaptığı müthiş koşuyla Sivaslı Hayrettin'in kafasının karışması sonucu geldi. Miller gerçekten çok ama çok akıllı bir futbolcu.
Öyle zamanlarda öyle yerlere müthiş koşular yapıyor ki top kimin ayağında olursa olsun insan tribünden baksanıza adam bomboş diye isyan etmekten alıkoyamıyor kendini. Golü çok güzel bir zamanda bulduk bulmamıza da kalemizdeki golü de çok kötü bir zamanda yedik. Tabi yenilen golün iyisi kötüsü pek yoktur ama ikinci yarının ilk 15 dakikasında skoru tutabilsek Sivas hiç çıkarmadığı savunma elemanlarını hücuma gönderecek, biz de o durumu lehimize çevirip maçı bize getiren golleri bulabilecektik. Bu arada Sivas'ın sayısı da yine bir karambol pozisyonunda Grosicki'nin ayağından geldi.

Ertuğrul Sağlam oyuna müdahale etmek için her zaman ki gibi oyunun 3'te 1'lik kısmının tamamlamasını bekledi. Ardından hücuma yeterli katkıyı koyamayan Sercan-Bekir ikilisinin yerine Ergiç-Volkan'ı monte etti ki bence maçın ibresini lehimize çeviren adamların başında gelir Ergiç. Oyuna girdiği gibi farkını hissettirdi ve takım rakip yarı alana taşımada oldukça başarılıydı. Doğrusunu söylemek gerekirse onun bu rakip ortasahaları delip geçen driplinglerini çok özlemiştik. Formanın kıymetini o da anlamıştır umarım.


Tempoyu arttırmamızla birlikte pozisyonlara da girmeye başladık. Önce Batalla sonra Volkan ile gole çok yaklaştık. Ben TV'den izleyemedim ama Batalla'nın pozisyona penaltıydı diyenini çok gördüm.


Üç puanı getiren golü de yanlış görmediysem tam üç pasta attık. İvankov oyunu çabuk başlatıp Vederson'u gördü, Vederson topu bekletmeden Ömer'e kesti, Ömer'in indirdiği topu da Miller klasına uygun bir tek vuruşla filelere gönderdi ve hepimizi sevince boğdu. Son 20 dakikadaki baskımız şampiyonluğun habercisi gibiydi, bu galibiyet ile herkes daha bir inançla bakmaya başladı ikinci şampiyonluğa. 9 hafta sonra maç fazlasıyla da olsa liderlik koltuğuna oturmamızın da bu şampiyonluğa inanmışlıktaki payı büyük tabi ki de.

Ama yarın Trabzonspor evinde Antalya'yı yenip tekrar koltuğu bizden geri de alabilir, çok önemli değil benim için. Daha 14 hafta var önümüzde,daha derenin altından çok sular akacak. Maçtan sonra Ertuğrul Hocamızın da dediği gibi şampiyonluktaki en büyük favoriler Trabzonspor ve Fenerbahçe..
Tabi Yersen..

2 yorum:

  1. Demek ki Nunez gibi tipler belki bir gol atar diye aylarca beklemeye gerek yokmuş. Kaliteli adam geldiği gibi kendini gösteriyor.

    YanıtlaSil
  2. Miller'la Nunez'i ilk olarak 2.Rangers maçında karşılaştırmıştım, elin herifi ilk yakaladığı pozisyonu yazıyor, bizim tosun ondan daha rahat bir pozisyonda topu tribünlere gönderiyor diye :)

    YanıtlaSil