25 Eylül, 2010

Bursasporumuz:1 Bucaspor:0


Ertuğrul Hocanın 7'li rotasyonunu görünce ufak çaplı bir şok yaşadım, kalede İvankov'un olmamasından mıdır, sağ kanatta en güvendiğimiz isim olan Volkan'ın yokluğundan mıdır nedir dün sahaya çıkan oyuncular 2.değil 3.takımımızmış gibi geldi. Maçtan önce milletin rahatlığını gördükçe içim daraldı zaten, bir de hocadaki bu rahatlığı görünce daha bir stres oldum. Tamam bir kaç değişiklik bekliyordum ama bu kadarını da hiç ummamıştım. Ertuğrul Sağlam'ın Buca'yı bu kadar küçümseyeceği aklımın ucuna gelmezdi.

Teknik ekip rakibi iyi analiz etmiş ve gol kısırlığını çok iyi görmüş olmalı ki kalede bile bizim paslanmış Yavuz oynadı. Bazıları hocayı çok eleştirmiş bu konuda ama son 5 yılda sadece 2 maça çıkmış bir adamın illa bir gün oynaması gerekiyor, İvankov'un sakatlanmasını falan beklememek lazım, zaten ligde kalemize top gelmiyor ki kaç maçtır.


Yavuz da değişik bir adam, mesela geçen yıl Denizlispor maçı oynayacaktı deplasmanda "aynı zamanda da doğup büyüdüğü topraklarda"  bizim bu Yavuz da son 5 senede takımda ama henüz hiç bir resmi maçta forma giymişliği yok, Bursa'dan hareket etmeden önce BS TV muhabiri buna maçla ilgili görüşlerini, ilk defa sıranın ona geldiğini, heyecanlı olup olmadığını, taraftarlara mesajını falan sordu, herifin verdiği cevap aynen şu: "Herkes rahat olsun yaa.. İvankov ne yapıyosa biz de aynını yapcaz..Kimse dert etmesin.."

Dün Yavuz'un bu rahatlığı neredeyse yakıyordu valla başımızı, ulan orda o adama çalım mı atılır arkadaş..Tamam İvankov Arda'ya yaptı benzerini ama Arda'nın bacak boyu 1 metre, o senin çalım atmaya çalıştığım hedefin bacak boyu 1.30.

Maça gelecek olursak kalitesinin çok fazla üst seviyelerde olduğunu söylemek mümkün değil. Duran toptan erken bir gol bulduk, sonra üstüne yatalım bari dedik, Buca de ee yatın bari bizim sizi yenmeye pek niyetimiz yok diyince maç da öyle bitiverdi işte.
Hoca ikinci yarıda boş alanlar bulabileceğimizi düşünerek Sercan'ı sürdü oyuna, iyi sinyaller vermesine karşın savunması pek olmayan Steinert'in yerine de Buca'nın sol kanat etkinliğini de düşünerek Ali'nin önüne fiziği çok iyi olan Turgay'ı çekti. Nunez'in yerine de Sercan'ı daha iyi besleyeceğini düşndüğü İnsua'yı alarak 4-4-1-1'e döndü. Hocanın plan tuttu tutmasına da yakaladığımız pozisyonları gol yapamadık bir türlü.
Sercan yakaladığı ilk pozisyonda vuruş açısı çok müsait olmasına rağmen Insua'yı düşündü, rakip savunmacılar pasın yerine ulaşmasına izin vermedi..
İkinci pozisyonda pek fazla gol şansı olmamasına rağmen bir önceki pozisyonunun etkisinde kalarak kaleye vurdu bu kez top kaleciden döndü.
Üçüncü de ise Sercan sonunda doğru tercih yaptı dediğimiz anda bu kez de Insua topa çok kötü vurunca güzelim pozisyon heba oldu.


Savunmada Ömer çok özveriliydi yine, İbrahim de ligin tartışmasız en çabuk savunmacısı olduğunu bir kez daha kanıtladı. Ali Tandoğan da her zamanki gibiydi işte. İnşallah Glasgow'da da saçlarını "Aynalı Tahir" modeli taramaz da sadece futbolunu düşünen bir Ali görürüz sahada.

Ozan İpek eski takımına karşı mücadele etti ilk defa. Gerçi onunla beraber oynayan arkadaşlarının hemen hemen hepsi üst üste iki sene şampiyon olmarının ödülü olarak kovuldular ya neyse. Ozan çok eleştiriliyor ama önünde o olmasa Vederson'un hali ne olacak merak ediyorum. Aslında ben bu maçta Ozan'ın dinendirilip o kanadın Keçeli-Vederson ikilisine teslim edileceğini düşünüyordum ama Ertuğrul Sağlam bir kez daha gösterdi ki Ozan'dan vazgeçmeyecek. (ben böyle dedim ya şimdi Glasgow'da kesik yer Ozan :))

Steinert takıma ve ligde oynanan futbola alıştıkça daha faydalı olacaktır bundan şüphem yok.
Bekir Ozan haftalardır 18'e bile giremiyordu ama dün 90 dakika kendisine her zaman güvenilebileceğini bir kez daha gösterdi. Belki de çarşamba günü Svensson'un partneri bu oyuncu olur.

Adamım Hüseyin'in gol atması acayip mutlu etti beni. Zaten herkes Hüseyin'in öyle bir gol atacağını ve tarihe geçeceğini konuşup duruyordu geçen seneden beri. Herif durdu durdu bizim iç sahadaki 1000.golümüzü atarak tarihe geçti :)

Nunez de Bursa'nın İskender'i ile çok fazla haşır neşir oluyor gibi, kaçırdığı idman da yokmuş ama bu adam gittikçe şişiyor gibi gelmeye başladı gözüme. Zayıflarsa takıma mutlaka katkı koyacaktır, kumaşı çok kaliteli çünkü.

Her ne kadar final tercihlerinde çok başarılı olmasa da Sercan dün resital sundu herkese, rakiplerin gözü oldukça korkmuştur bu oyuncudan. Onun için övgü dolu sözlerimi Glasgow maçına saklıyorum :)

Sonuç olarak Gaziantepspor maçını da sayarsak 6'da 6'da gidiyoruz ligde. Önümüzdeki hafta belalımız İBB ile oynayacağız. Şuanki puan tablosunda en yakın rakibimizle aramızdaki puan farkı sade ve sadece 8..
Şenol Güneş'ten başka bizi şampiyonluk adayı olarak dillendiren yok henüz. Bu görmezlikten gelme ne kadar devam edecek çok merak ediyorum.
Biz böyle gidelim de varsın onlar görmesin bizi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder