Maça girer girmez oyuna başlayan 11'i görünce kısa süreli bir şok yaşadığımı belirtmek istiyorum..
Savunmamızın solunda Yenal'ı görüp, ortasahada Bekir Ozan'ı görmeyince büyük bir karamsarlık kapladı beni..
Ayrıca Batalla ile Ergiç'in aynı anda 11'de olmasıyla ortasaha hakimiyetini tamamen rakibe kaptıracağımızı düşünüyordum, şurda da yazmıştım kupadaki ilk FB maçı öncesinde..
Maç başladı, tam bugün en azından futbolcularımızın bacakları titremiyor, beklediğimden iyi başladık diyordum ki arkadaşıma cümlemi bitirmeden Alex yazıverdi golü henüz dakikalar 5'i gösterirken..
Golden sadece 1 dakika sonra Volkan Şen'in Ankaragücü maçındakine benzer bir pozisyonda sağ ayağıyla dribling yapıp soluyla vurduğu top önce Volkan Demirel'e ardından da direğe çarpınca acayip moralim bozuldu..
Hele o 22.dakikada Vederson'un gözü kapalı içiriye şişirip Andre Santos'un topukladığı golden sonra çöktüm resmen..Taa ki Batalla'nın ara pasına hereketlenen Ozan İpek'in sol kanatta fırtına gibi esip tekrardan Batalla'ya aktardığı topta 1.65'lik Batalla'nın Trabzon maçındakine benzer bir şekilde attığı gole kadar hiç kopuş yaşadım sanki bu dünyadan..
Neyse ilk yarıdaki zaaflarımızdan bahsedelim biraz..
Öncelikle Yenal Tuncer çok çok çok kötüydü..
Maçın hemen başında geçtiği ıskada Allah'tan Guiza topu İvankov'a nişanlaması Yenal'ın en büyük şansıydı diyebilirim.Tabi sadece bu pozisyon değildi Yenal'ı kötü yapan, hemen hemen her pozisyonda yerleşim hatası yaptı, bazen çok önce bastı, bazen çok geç kaldı..Hoca Yenal'ı Özer karşısında daha çevik hareket edebilir mantığıyla oynatmıştır muhtemelen ama bu oyuncunun maç eksiğinden dolayı sorun yaşayabileceğini atlamış anlaşılan.. Ordan Fenerbahçe kaç kere geldi ben sayamadım doğrusunu söylemek gerekirse..
Allah'tan bizim "Bombacı İbrahim" ilk goldeki hatasının haricinde mükemmel oynadı..
Her topa yetişti, hatta bir ara dribling yapıp takımı atağa bile çıkardı..
İkinci yarının başında Ertuğrul Sağlam'dan en az iki değişiklik bekliyordum ki o sadece 1 taneyle yetindi..
Yenal çıkıp yerine Keçeli girdi..Bekir Ozan sahada olsa belki de 60.dakikaya kadar olan baskıyı yaşamayacaktık.O dakikalarda golü kalemizde görsek direncimiz de kırılacaktı muhtemelen..
Hocamızın maç sonunda da dediği gibi şans da yanımızdaydı..
Fenerbahçe özellikle Emre-Baroni ikilisinin yarattığı farkla ortasahada büyük bir üstünlük kurdu..
Ama onlar da 60-65 arası yürümeye başlayınca oyun tekrar rölantiye döndü..
Bekir Ozan girince hemen ortasaha direncini arttırdı ve de farkını çok geç olmadan belli etti..Böylece çok daha fazla top kazanmaya başladık, Volkan Şen-Ozan İpek ikilisini daha fazla topla buluşturmaya başladık..
Bizi skora ortak eden gol de nitekim Bekir'in kazandığı topun devamında gelişen atakta, biraz da Bilica-Baroni ikilisinin ikramıyla geldi..Bilica'nın uçan tekmesiyle kazandığımız en direk vuruşta, çirkeflikte Bilica'dan fazlası olup eksiği olmayan Baroni'nin erken ileri fırlayıp, sırtına çarpan topun Volkan Demirel'i yanıltmasıyla golü bulduk..
Üçüncü golümüz de yine Volkan Şen ile yakaladığımız kontrada, bu oyuncunu topu arkada boş olan Ozan'a yaptığı asist ile geldi..
İkinci golden sonra kendimi o kadar zorlamışım ki golün ardından ses tellerim kopacak sandım..
Hala sesim travesti gibi çıkıyor..:)
Hayatımın en güzel günlerinin yaşadığım son 2-3 günün sonunda gelen bu zafer benim için çok önemliydi.
Bütün futbolcularımızdan Allah binlerce-milyonlarca kez razı olsun..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder