Sezonun ilk resmi müsabakasını Süper Kupa finalinde Trabzonspor'a karşı oynayacağız.
Bu finali kazanıp kaybetmenin maddiyat açısından çok fark yaratmasa da sezona moralli başlamak açısından çok önemli. Ayrıca müzemizde 2009-2010 Şampiyonluk kupasının yanında bir de Süper Kupayı eklesek fena olmaz hani..:)
Maçın niye İstanbul'da ve o uğursuz stadda oynanacak olması ise başlı başına trajikomik bir olay bence..
Anadolu devrimi gerçekleşmiş, yıllar sonra İstanbul takımları sezonu kupasız kapatmış ve sen hala anadolunun gururu olmayı başarmış bu iki takımı hangi akla hizmet İstanbul'da karşı karşıya getiriyorsun..
Madem İstanbul'da oynatacaksın adam gibi futbol oynanabilecek bir stadda oynat ki hem sahadakiler zevk alsın hem de tribündekiler. Saraçoğlu'nda oynat, İnönü'de Ali Samiyen'de oynat ama o uğursuz stada gitme eziyetini yaşatma bu kadar insana. 7/24 rüzgarının eksik olmadığı,tribünlerle saha arasında 50 metre mesafe bulunup da futbol oynanan bir stad var mı dünya üzerinde gerçekten çok merak ediyorum.
Trabzonspor'a baktığımızda ise belki de tarihinin en kısır transfer dönemini geçirdiklerini söyleyebiliriz herhalde. En azından benim takip ettiğim yıllarda 1'i 3.kaleci olmak üzere 3 takviye yaptıkları bir transfer sezonu hatırlamıyorum.
Kalede artık yaşlanmış olan Tony Sylva gönderildi ve yerine alt liglerden Gençlerbirliği orjinli Bora Sevim alındı. İnegölspor'da kiralık oynadığı zamanlarda çok beğeniyordum kendisini..İnegöl'den ayrıldıktan sonra hangi takıma gidip, ne kadar süre aldığını TFF'nin internet sitesinden takip ediyordum zaman zaman..
Şenol Güneş Bora'yı nerde gördü beğendi bilemiyorum ama hoca alınmasını istediyse herkesin saygı duyması gerekir.İlk başlarda sezona 3.kaleci olarak başlasa da Onur'un 1.numaralı yedeği her zaman Bora olacaktır.
Savunma hattında takımdan ayrılan 33'lük veteran Song'un yerine 31'lik Polonyalı Glowacki getirildi..
Kendisini hiç izlemedim ama basından takip ettiğim kadarıyla, hemen formayı verip koluna kaptanlık pazubandını taksan hiç göze batmayacak sanki. Trabzon'a alışmada herhangi bir sorun da yaşamaz muhtemelen.
Stil olarak da libero gibi oynayan, arkayı süpüren bir oyuncuymuş havası yaratttı bende.
Trabzon'un son transferi Barış Ataş ise Bursaspor'da oynamasını istediğim oyuncuların başında geliyordu.
Kendisi beni ilk olarak İlhan Parlak'ın Barça'lı Pique'yi maymun ettiği 21 yaş altı milli takım maçında ortasahadaki müthiş oyunuyla büyülemişti.
O gün bugündür takip ettiğim bir isim olan Barış Ataş'ın her ne kadar doping yüzünden ceza almışlığı olmasına rağmen Diyarbakırspor-Bursaspor olaylarında rakibin tek sağ duyulu demeç veren oyuncusu olarak da kalitesimi belli etmişti.
Trabzonspor'da da çok başarılı olacaktır tahminime göre..
Bugün oynayacak olan 11'e bakacak olursak kalede Onur oynayacaktır, savunmanın kanatlarında iki hücumu kuvvetli, savunması vasat oyuncular olan Serkan ve Cale tercih edilecektir.
Savunma göbeğinde ise geçen yıldan birbirleriyle oynamaya alışık olan Egemen-Giray ikilisi tercih edilecektir.
Glowacki de şimdilik bu oyuncuların arkasında görev bekleyecektir.
Geçiğimiz sezonda da olduğu gibi ortasahayı 3'lü kullanacaktır Şenol hoca..Hazırlık maçlarını izleme şansım olmadı ama oynayan 11'lere baktığımda genel olarak Barış-Selçuk-Colman 3'lüsünü değerlendirmişler burada.
Ortasahanın önünde her iki kanatta da oynayabilen, dribling yapıp, adam eksiltebilen, futbolun daha çok şov kısmıyla ilgilenen İbrahim Yattara ve Alanzinho ikilisi tercih edilecek, bunların önünde de Umut Bulut tek forvet olarak mücadele edecektir
..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder