03 Kasım, 2010

Bursasporumuz:0 Manu:3


Fenerbahçe maçından sonra bir dramatik kaybı da Manchester karşısında yaşadık..
İnsanın bunu yazarken bile tüyleri diken diken oluyor..
Manchester United'a yenildiğimiz için kahrolmak çok güzel bir duyguymuş be..
Hani "tarifi olmayan duygular"dan bahsederler yaa..
Bu duygu da anlatılamıyor bir türlü..

5 sene öncesine kadar bu stadda Mardinler Mersinler oynarken şimdi Manchester oynuyor..
Vay arkadaş..
Olaya bak..
Parayla pulla olmuş bir iş değil yani bu..Bu futbolcular tırnaklarıyla kazıya kazıya geldiler buraya..
O yüzden de kimsenin "vay efendim sen o golü nasıl kaçırırsın deme hakkı yok"..
Millet idrak edemiyor ama karşımızdaki rakip Manchester United..
Ben ismini zikrederken bile elim ayağıma dolanıyor..
Boru değil yani..

Maça gelince söylenecek çok fazla şey var aslında ama nerden başlayacağıma karar veremiyorum bir türlü..

Ama öncelikle belirtmek isterim ki bizim takım Şampiyonların Ligine daha yeni yeni alışmaya başlıyor..İlk defa 4.maçta "Bursaspor" gibi oynadık  diyebiliriz..
Mesela 15 gün önceki Old Trafford'daki "Bursaspor" ile dün akşamki "Bursaspor" arasında çookkk büyük fark var..

İkinci olarak da Manchester United takımının iki kulvarda bize karşı kurduğu büyük üstünlük iki takım arasındaki skor farkının bu kadar açık olmasının başlıca nedeni oldu..

Bunlardan birincisi topsuz oyun..
TV başında değil de bu canlı izlenen maçlarda daha çok net görebiliyor insan bu konuda ne kadar geride olduğumuzu..

İkincisi ise futbolcular arasındaki güç farkı.
Güç diyince başka bir şey gelmesin aklımıza bildiğimiz fiziksel güç.
Hep "Türk"ün "Gücü"yle övünür dururuz ama dün akşam çok net bir şekilde anladım ki biz kendimizi kandırıyoruz..
Maç esnasında bir pozisyondan sonra biz savaşta nasıl yenmişiz arkadaş bu adamları diye de çemkirdim bir ara..Herifler her bastıkları topu aldılar, bire bir gücün fark yaratacağı mücadelelerin de hepsini kazandılar..
Çok trajikomik bir durum bu..
Tamam İngilizler futbol konusunda bizden çok ileride olabilirler, kabulumuzdür ama bizim onlardan daha güçsüz olmamızın kesinlikle tembelikten başka bir izahı olamaz..

En basitinden rakibin 20 yaşındaki stoperi Smalling ile bizim savunmamızın ortasında oynayan Ömer-İbrahim ikilisini bir kafese kapatsak bu genç adam bizim iki Türk'ü çatır çatır yer..
Gözlerinin yaşına bile bakmaz..
Keza Sercan-Volkan ikisinin Obertan karşısında esamesi bile okunmaz..
Kaçacak delik arar bizimkiler.

Bakın burda yetenek farkından bahsetmiyorum..En büyük farkı burada yaratıyor herifler..
İnşallah dün akşam bu farkı görebilmiş bir futbol adamı vardır Türk Futbolunda..

Bizim aidiyet duygusundan yoksun gençlerden Muhammet Demir her röportajında "16 yaşındayken Macheda'dan iyi" olduğunu anlatıp duruyor ama son 2 yılda o herifin fiziğini nasıl geliştirdiğini göremiyor bir türlü..
Göremezse de futbolcu falan olamaz işte..Macheda Dünya Kupaları kaldırırken bizim Muhammet 2. liglerde 3.liglerde takılıp 30 yaşında bırakır futbolu..

Netice olarak tatmin etmese de çocuklarımıza torunlarımıza gururla anlatacağımız bir gece oldu bizim için..
Hele o İngilizler taraftarların bizim maç sonundaki şovumuza katılması sinirimi, stresimi aldı götürdü..
Tribünlerimize gelince 3-0'a kadar uyuduk resmen..
Ve yine anladım ki biz acıdan besleniyoruz..
Ne diyelim böyle gelmiş böyle gidecek herhalde..
Yapacak bir şey yok, alışmış kudurmuştan betermiş diye boşuna dememiş kim dediyse..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder