03 Şubat, 2011

Jozy Altidore


1989 yılının 6 Kasım'ında Amerika'da göçmen bir ailenin çocuğu olarak hayata merhaba diyen Jozy Altidore'un futbolla tanışması babasının bir arkadaşı vasıtası ile olmuş.

Daha sonra Amerika milli takımın kamplarına katılıp16 yaşında MLS takımlarından NY Metro Stars tarafından draft edilir. NY Metro Stars'ın A takımında kurtarıcı olarak sahaya sürüldüğünde ise takvimler 2006'ın Eylül'nü göstermektedir. Altidore A takımdaki ikinci maçında gol ile tanışır ve o sezon 2'i ilk 11 olmak üzere toplamda 7 maça çıkar ve 3 gol atma başarısı gösterir. Bu arada gösterdiği performans milli takım kurmaylarının gözünden kaçmaz ve U17 takımına davet edilir ve 2 kez forma şansı bulur.

Ertesi sezon MLS'de  daha fazla şans bulur forma giydiği 24 maçta 10 gol sayısına ulaşır. Bir sonraki sezon da Altidore takımının değişmez ismi olur, kulübü adına sahaya çıktığı 10 maçta 3, Amerika U 20 takımıyla 2 maçta 2 kez fileleri havalandırır. Ardından Amerika A milli takımının Meksika ile oynadığı hazırlık maçında 90 dakika sahada kalır ve 1 de gol atar. Artık Altidore ismini tüm dünya tanımaya başlamış, çeşitli internet sitelerinde röportajları yer almaya, transfer dedikoduları yayılmaya başlamıştır. Derken 2008 yılının
Ağustos ayında İspanya'nın önde gelen kulüplerinden Villareal 10 milyon dolar ile kulübün kapısını çalar, bu para aynı zamanda MLS liginde bir futbolcuya teklif edilmiş en yüksek bonservis bedeli olarak kayıtlara geçer. Bu teklifin büyük ses getirmesiyle Jozy Altidore'un Villareal'e transferi gerçekleşir, oyuncu henüz 19 yaşını doldurmamışken Avrupa'nın en zor liglerinden birinde kariyerini sürdürecektir.

Ama Jozy'nin Avrupa macerası beklenildiği ölçüde parlak geçmez,Villareal ile 2008-2009 sezonunun ilk yarısında toplam 10 maça çıkar ve sadece 1 gol atabilir. Daha sonra tecrübe kazanması için bir alt lig takımlarından Xerez'e kiralanır ama orada da geçirdiği talihsiz sakatlıktan dolayı 1 dakika bile oynamadan Villareal'e geri döner. Bu arada Jozy ülkesinin milli takımının değişmez ismi olmayı başarır, 5'i sezon sonundaki Konfederasyon kupasında olmak üzere 18 kez milli formayı giyer, 8 de gol atar.

Konfederasyon kupasında oyuncunun göze batan performasının ardından Villareal' transfer teklifleri yağar ama İspanyol kulübü oyuncuyu tamamen bırakmak niyetinde değildir, ve İngiltere Premier Lig'in yeni ekiplerinden Hull City'nin kiralık teklifini kabul eder. Jozy Altidore de Premier Lig'e uyum sağlama da önceleri biraz zorlansa da sonradan takıma ve yeni görevine alışır. Hull City'de  gerçek pozisyonu olan santrforda değil de daha çok sağ kanatta uzak forvet gibi oynatılır ve savunma yapması istenir, Altidore da sezonu 7 asist ve 1 gol ile tamamlar, gol sayısı olarak beklentileri karşılayamamış gibi görünse de fiziğini daha da güçlendirmiş ve Dünya Kupası'na hazır olduğunun sinyallerini vermiştir. (Bu arada Hull'de yaptığı asistlerin 6'sını ligin ikinci yarısında kaydettiğini de hatırlatmakta fayda var )

Dünya Kupasında da gol atamasa da oynadığı futbolla adından çokça söz ettirmeyi başarır ve özellikle Türk kulüpleri ismi çokça anılmaya başlar ama oyuncu takımından ayrılmayı kesinlikle düşünmez ve Rossi, Nilmar gibi genç fakat kalitesini ispat etmiş isimlerle forma rekabetine girmek için kendini hazır hisseder. Fakat burada da forma rekabetine girdiği rakipleri Rossi Nilmar ikilisinin hiç olmadıkları kadar formda olmaları Jozy'nin dezavantajına olur, ligde çok fazla şans bulamaz, UEFA kupasında da  2 maça 11'de başlamasına rağmen skora katkıda bulunamaz.

Bu transfer sezonunda da Ertuğrul hocamızın transfer listesinin ilk sırasında isim olarak transfer izninin bitmesine sayılı saatler kala ekibimize katılır.Hatta lisansının UEFA'nın bilgisayar sisteminin kapanmasına 2 dakika kala sonuçlandığına dair haberler çıktı, ikinci bir Heath Pearce vakası yaşamaktan 2dakika ile kurtulmamız da sorgulanması gereken bir konu ya neyse..

Oyuncu/ Kulüp Uyumu

Öncelikle Villareal'e Altidore transferinde kiralama bedeli olarak 150 bin euro ödenmiş, orada yıllık 450 bin euro garanti para alıyormuş, bizim de kendisine sezon sonuna kadar ödeyeceğimiz miktar maksimum 250 bin euro olur diye tahmin ediyorum, bu pencereden baktığımızda da bütçeye gayet uygun bir transfer, bu paraya bundan iyisini bulamazdık herhalde.

Altidore'un en büyük handikabı maç eksiği gibi görünüyor. Yani Miller gibi hemen ilk haftadan çıkıp katkı koymasını beklememek gerek. Bir de Miller tecrübeli adam, nerede duracağını, ne zaman nereye koşacağını çok iyi biliyor, Altidore'un ise bu konu da eksiklikleri mevcut. Her zaman önüne istiyor topu, hep dripling yapıp 1-2 kişiyi geçmek istiyor, böyle olunca da tehlike bölgesinden uzaklaşıyor zaman zaman, böyle oynadığı için de son yıllarda yaptığı asist sayısı gol sayısından fazla oluyor. Ertuğrul Sağlam da tahminime göre oyuncunun bu özelliklerinden faydalanmak isteyecektir, bir bakıma Turgay'ın yapamadığı işleri Altidore'a yaptırmak istiyor. Miller'ın  yanında Altidore kendisini golcülük yönünden geliştirebilirse de zaten Rooney olur, katkısı inanılmaz olur.

Oyuncunun hep zaaflarından bahsettik biraz da olumlu yönlerinden bahsedelim. Öncelikle belirtmek isterim ki onun kadar kuvvetli bir hücum elemanı yok bu ligde. Allah şimdiden yardımcısı olsun rakip takım stoperlerinin,  zaten çoğunun gözü korkmuştur, bundan hiç şüphem yok. Hatırlayanlar vardır, geçen ABD ile oynadığımız hazırlık maçında sakatlıktan yeni çıkmış olmasına rağmen bir hayli zorlamıştı savunmamızı. Jozy'nin hem boyu uzundur, hem de çok iyi zıplar, vücudunu da çok iyi kullanır, yani Ömer Erdoğan santrfor oynamak zorunda kalmayacak artık.

Emenike'nin tüm ülkeyi kendisine hayran bırakan rakip savunmaları yaran driplingleri de bol bol izleyeceğiz ama acele etmemek gerek, biraz sabırlı olmalıyız, oyuncudan tam randıman almak belki de bir ayı bulabilir, sonuçta kendi kulübünde çok fazla şans bulamadı bu sezon. Gerçi ilk antrenmanda çok diri bir görüntüsü vardı ama maç temposu farklı olur. Ayrıca vuruş tekniği çok iyi olması da rakiplerin uyuduğu anlarda uzun mesafeli sert şutlarını da bol bol izleyeceğiz.

Neyse sözü çok fazla uzatıp da nazar değdirmeyelim herife, sonuç olarak yönetim büyük bir iş başardı. Bu saatten sonra her şey Ertuğrul Sağlam'ın elinde. Gayet alternatifli bir hücum hattımız oldu. Kendi değerlerimizi de küstürmeden ligin tozunu atmak gerek. Altidore tüm Bursasporlular'a hayırlı uğurlu olsun, bu transferde emeği geçenlerden de bir kez daha Allah razı olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder