Samsunspor:0 Bursasporumuz:3

Bu sezon ilk defa 3 maç ard arda kazandık ve küme düşmeme hesabı yaparak başladığımız haftanın sonunda alınan 2 galibiyet ve hanemize yazılan +6 puan ille ilk 8, hatta ilk 4 hesaplarının içinde bıulduk kendimizi.
Futbol gerçekten enteresan bir oyun.
Hele 3 puanlık sistem de olmayacak diye bir şey yok.


Maça gelecek olursak yine bir erken gol ve sonrasında alınan 3 gollü 3 puan. Bunu hep söylüyoruz, rakip Bursaspor'u yenmek için oynarsa işimiz kolaylaşıyor. Bu yıl ki en büyük problemimiz kapanan takımlara karşı üretkenliği sağlayamamış olmamız. Sezonun ilk yarısında herkes kapanıyordu, bize karşı alınan 1 puanı kendilerine kar olarak görüyorlardı. Ama haftalar ilerleyince hem rakiplerin 3 puana olan ihtiyaçları arttı hem de bizi artık dişlerine göre görmeye başladılar, bu da bizim ekmeğimize yağ süren bir durum oldu.

Takımın yükseliş akımında olduğunu da kabul etmemiz gerekiyor. Alınan galibiyetler kaybolan özgüvenimizi tekrar kazanmamızı sağladı. Ben futbolda psikolojik faktörlerin çok önemli olduğunu düşünürüm. Nasıl başlarsan öyle gider derler ya o hesap işte, o havaya girebilmek, o sihri yakalayabilmektir asıl önemli olan.

Futbolcular üzerinden bir değerlendirme yapacak olursak, Carson'a hiç iş düşmedi desek yanılmış olmayız herhalde, rakibin kaleyi tutan şutu yoktu maç boyunca. Basser her zamanki gibiydi, savunması üst düzeyde, hücumu vasat, takım için çok yararlı. Vederson'un yokluğunda savunmanın solunda şans bulan Hakan da en iyi maçlarından birini oynadı. Beşiktaş maçından sonra büyük psikolojik yıkım yaşamış, hem yerel basın hem de taraftarlar çok üzerine gitmişti. Ama oynadıkça kendini toparladı ve gerçek performansını göstermeye başladı. Transferinde herkes ön yargı ile yaklaşırken biz burada "Şükür Kavuşturana" başlığı ile karşılamıştık kendisini, beni yanıltmadığı için kendisine sonsuz teşekkürlerimi gönderiyorum, renktaşlarımız unutuyorlar ama her transfer seni şampiyon yapması için yapılmaz, takıma Hakan Aslantaş gibi alternatif oyuncular da lazım.

Savunmanın ortasında Serdar ilk defa A milli takıma çağrılmasının heyecanını yaşarken, kaptan ise sezonun en iyi performanslarından birine imza attı. Onun da kendisini toparlaması takım için çok önemli.

Orta sahanın ortasında Adem-Musa ikilisi vasatı aşamadılar ama Musa hem attığı golle hem de hücumda etkinliğinin Adem'e göre daha iyi olmasıyla ilerisi için ümit verdi. Önümüzdeki maçlarda Musa-N'diaye ikilisini değerlendirmemiz gerekiyor. Sağ kanatta Sestak bir şeyler yapmasına rağmen bir türlü ritmini tutturamadı bu sene, Turgay gol attı rahatladı, Sestak da bir tane atıp orucu bozsa iyi olacak. Sol kanatta Ozan İpek yine her zamanki gibiydi, karşısındaki Adem Alkaşi'nin çok fazla Süperlig tecrübesi olmamasını iyi değerlendirdi, ne zaman birebir kalsalar kazanan taraf hep Ozan oldu. Hakan Aslantaş da çok fazla yerini boşaltmadığından geri ye çok fazla destek vermek zorunda kalmadı, o da en rahat maçlarından birini oynadı.

Batalla da performansını arttırmaya devam ediyor. Arjantinliler gidince Batalla'nın performansının nasıl bu kadar yükselebildiğinin araştırılması gerekiyor bence. Çok enteresan bir durum çünkü bu. Dün abimizlerinden biri Maradona Napoli için neyse Batalla da bizim için odur diye her şeyi anlatan bir yorum yaptı, hakikatten de öyle. Batalla kalbimize ismini kazımaya devam ediyor.
Hep böyle küçük adam.
Bu takımın sana ihtiyacı var.

Pinto ise son yıllarda transferine ilk defa ısrarla karşı çıktığımın ön yargı ile yaklaştığım adamlardan biriydi. Tam tahmin ettiğim tarzda bir oyuncuymuş. En büyük özelliği sırtı kaleye dönük oynayabilmesi.
Çok hızlı değil, dribling özelliği yok ama onun takım oyununa bu kadar katkı sağlayacağını düşünememiştim, dün de 2 asist yaptı helal olsun. Ertuğrul Sağlam'ın oynatmak istediği oyuna uygun santrforu bulduk sonunda.