16 Temmuz, 2010

Haftanın Ardından..



Önce ev taşıma ardından da vizelerimin varlığı sebebiyle çok fazla zaman ayıramadık buraya.Son yazının ardından baktım da tam bir hafta geçmiş.Ama o kadar çok kafam doluydu ki farkında bile olmadım bu durumun.

Bu bir haftalık zaman zarfında takımımız Avusturya kampında iki hazırlık maçı yaptı.
İlkini sadece son 30 dakika izleyebildim, onda da oyuncu değişikliklerinin yanında bir de arkadaşlarla "İran takımında bu kadar yabancının işi ne? " diye tartışırken hiç bir şey anlayamadım maçtan.Rakip karşılaşmadan bir saat kadar önce değişerek (İran'lı futbolcuların zehirlenmesinden dolayı ) Polonya 2.lig ekiplerinden Jagiellonio Bialystok olmuş, onu da maçın son dakikasında anca öğrenebildik.


Maçın ardından tek aklımda kalan sahanın zeminin hem bozuk hem de çimlerin normalden uzun göründüğüydü.
Tabi bir de yenilerden Steinert'in yaptığı 1-2 güzel hareketin, driblingin sonunda topları basitçe ezdiğini görünce "Harbiden bu adam Serdar Özkan'a bayağı benziyormuş" dedirtti.

Ertesi gün aynı maçın 15 dakikalık geniş özetini izleyince de 2 önemli nokta dikkatimi çekti.Bunlardan birincisi Pablo Batalla'nın diri görüntüsü, ortasahadan top alıp dribling yaparak  içeriye kattetmesi ve Turgay'la göstermiş olduğu uyum.
İkincisi ise Sercan Yıldırım ve Muhammed Demir'in final pası vermek yerine final bencilliğini tercih etmeleri oldu. Ertuğrul Sağlam bu genç adamların kulaklarını mutlaka çekmesi gerekiyor.

İlk maça başlayan 11'miz:

Football Fans Know Better


Dün de Tuncay Şanlı'nın takımı Stoke City ile oynamışız, ben o saatlerde kliması bozulan otobüste Bursa'ya ayak basma uğruna can çekişiyordum.

Stoke maçının da 6-7 dakikalık özetini izleyebildim sadece.
Anlatılanlara göre Vederson bayağı iyiymiş, ilk maçta karavana ortalarıyla göze batan Eren Albayrak bu kez etkili driblingleriyle öne çıkmış.
Ali'nin yokluğunda kullandığı duran toplarda aratmamış arkadaşını.Ayrıca ilginç bir şekilde bizim Mustafa Keçeli ters ayakla savunmanın sağında görev yapmış.Kimine göre sıçmış, kimine göre fazla sırıtmamış.

Ama takımın mutlaka bir sağ bek transferine ihtiyacının olduğu gün gibi ortada. Ne Ramazan ne de Mustafa Keçeli'den bu bölgede verim alınabileceğini zannetmiyorum şahsen.
Mesela ligin yeni ekiplerinden Konyaspor bu transfer döneminde acayip bir yükleme yaptı o bölgeye..Hakan Aslantaş, Serkan Şahin, Emrah Eren başta olmak üzere bizim joker çocuk Veli Acar ve Diyarbakır'dan alınan Adnan Güngör'ün de zaman zaman o bölgede görev yaptıkları düşünüldüğünde tam 5 oyuncu aldı herifler.
Biz hala şapkadan tavşan çıkarmaya çalışırken Hakan'a 700 bin, Serkan'a da 600 bin euro bonservis bedeli ödediler.Gerçekten ilginç.

Benim transfer döneminin başında savunmanın sağına alınsa "cuk" diye oturur dediğim iki isim vardı..Bunlardan biri küme düşen Siena'lı Aleandro Rosi'ydi. 23 yaşındaki bir İtalyan'ı Türkiye'ye getirmek her ne kadar zor olsa da şansımızı denesek bir şey kaybetmezdik herhalde.Rosi de zaten alt yapısından yetiştiği Roma'ya geri dönmüş.
İkinci adayım ise Maccabi Haifa'lı Ali Osman.Bu oyuncu hala kendi takımında mücadele ediyor, şimdilik gündeminde de transfer falan gözükmüyor.
Stil olarak bizim Ali Tandoğan'a çok benziyor, saha içi duruşu, koşusu ortaları falan "hık" demiş burnundan düşmüş sanki.
Bizim Ali'nin 33, Maccabi Haifa'nın Ali'sinin ise 23 yaşında olduğunu da unutmamak gerek. Alınması halinde 10 sene sıkıntı yaşamayız o bölgede.
http://www.transfermarkt.co.uk/en/ali-ottman/profil/spieler_79997.html

Bu da ikinci maça başlayan 11'miz:

Football Fans Know Better

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder