22 Nisan, 2012

Rotasyon Budur!



Ne yalan söyleyeyim hiç maç kafasında değildim bugün. Belki de ilk defa Bursasporum'u canlı izlemek gelmiyordu içimden. Tabi bunda yayıncı kuruluşun uydurduğu Süper Final saçmalığının payı çok büyüktü.
Lig bitti herkesin kafasında bunlar hala zorla maç oynatıyorlar takımlara. Çok garip gerçekten.
Bir de bu Süper finalin içinde eleminasyon sistemi de olmadığından maçlara verilen önem düşüyor normal olarak. Final dediğinin % 100 konsantrasyonla oynanır ve telafisi olmaz. Adı final ama bu maçların final havası yok pek.
En basitinden Bursaspor bugun kazanamasa bile iddiası devam edecekti grupta. Sonuçta daha 4 maç ve kazanılması muhtemel 12 puan olacaktı önümüzde.

Neyse sadede gelelim, maça gitmiyordum ama kadroları görüp Okan Deniz'in ilk 11!de oynadığını fark edince fırladım birden evden. Hem de başka hiç bir isme bile bakmadan. Okan haricinde kimlerin oynayacağını stada varınca öğrendim. Farkettim ki geçen hafta rotasyon yapmamasına rağmen rotasyon rotasyon diye ortalığı inletenlere cevap vermişti Ertuğrul Sağlam bir bakıma. Sivas 11'nden farklı tam 6 isim şans bulmuştu.

Bu değişimde Eskişehir maçının etkisi çok büyüktü tabiki de. Ertuğrul Sağlam aklı kupada olanlara bekleyin demiş ve ve motive etmesi düzenli oynayanlara göre çok daha kolay olan Turgay, Musa ve Okan gibi oyuncuları sahaya sürmüştü. Böylelikle hem N'diaye, Batalla ve Pinto da 4 gün sonraki Eskişehir karşılaşması için de taze tutulacaktı. Daha önceki yazımızda da yazmıştık, Bursaspor'un en büyük problemi fiziksel. 3-4 gün arayla aynı kadroyla rotasyona başvurulmadan oynanınca takımın ayarı bozuluyor. Buna bu yıl çok şahit olduk buna. Hatta dün bir arkadaşım hatırlattı, Bursaspor şampiyon olduğu sezonun ikinci yarısında sadece bir maç kaybetmişti. O da yine takımın Pazartesi Bursa'da Denizlispor'u mağlup ettikten 4 gün sonra  Cuma İBB deplasmanında gelmişti. Bunların hepsi tesadüf olabilir mi, bana göre değil.

Sonuç olarak güzel bir galibiyet aldık. Okan Deniz gibi bir yeteneği kazanırken Musa Çağıran da aklımızda tekrar soru işaretleri oluşmasına sebep oldu. Gece-gündüz gibi herif, anlayamadım gitti, beni yanıltmaya yemin etmiş sanki. Bir gün kendisine hayran bırakıyor, ertesi gün saçma sapan işler yapıyor, ayakta duramıyor, top ayaklarına dolaşıyor. Bu çocuğun da en büyük problemi kafasında, her maça aynı konsantrasyonla hazırlayamıyor kendini.

Dün sahada herkes görevini elinden geldiğince yapmaya çalışırken sonradan giren bir başka alt yapı çıkışlı arkadaş vardı ki 10 dakikası beni çileden çıkarmaya yetti.
Ah ulan İsmail.
Arkadaş bu ne gamsızlık.
Koşmuyorsun etmiyorsun, oyuna gireli iki dakika olmuş, eller belde.
Vallaha yazık, bir insan anca böyle bitirebilirdi sanırım kendini.

Bundan sonra önümüzde kupa maçı var, rakip iki maçta da yenemediğimiz Eskişehirspor.
Tüm şehir o maça kilitlenmiş durumda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder