13 Aralık, 2010

16. Hafta Rakibimiz: Kasımpaşa



Ligin dibine demir atmış Kasımpaşa ile haftanın son maçını kendi sahamızda seyircisiz olarak oynayacağız. Dört İstanbul takımlarının da haftayı mağlubiyetle kapatığı haftada İstanbul'un 5.takımına da mağlubiyeti tattırıp "Bu Yıl da İstanbul'a su bile yok" sözünü tekrardan söyletmek istiyoruz.
Ligdeki konumuz açısından da bu maç çok önemli..Lider Trabzonspor boş-beleş penaltılarla kazanmaya devam ederken 3,4,5.sıralardaki takımlar puan alamadılar.

Biz de Şampiyonlar Liginin bitmesiyle artık tüm enerjimizi yurt içine bundan böyle.
Şampiyonluk yarışında biz de varız diyebilmemiz için de bu maçta galibiyet harici hiç bir skor tatmin etmez bizi. Öyle ya da böyle Trabzon 39 puan yaptı ve devreyi lider tamamlamayı garantilediler.
Bizim ise kalan 2 maçı da kazandığımızı varsaydığımızda bile toplayabileceğimiz maksimum puan 37 olacak.

Rakibimiz Kasımpaşa'ya bakacak olursak sürpriz bir şekilde yokları oynuyorlar bu sezon.
Oysa herkes çok umutluydu onlardan.
Bence bu kötü gidişin en büyük sorumlusu Yılmaz Vural'ın ta kendisi.
En önemli oyuncularını yok pahasına kaybettiler.
Hadi Moritz'i Kayseri kaptı diyelim ama onun dışındaki Koray Avcı, Emre Toraman, Murat Erdoğan, Cenk İşler gibi takımın kaptanlarını Yılmaz Hoca kendisi gönderdi.

Belki bireysel olarak bu oyuncuların daha kalitelilerini, daha gençlerini transfer ettiler ama bir türlü takım olamadılar. Yukarıda belirttiğim tecrübeli isimler herkesin düştü gözüyle baktığı Kasımpaşa'ya sahip çıktılar. Barış, Yekta, Şahin gibi genç oyunculara abilik yaparak onların da performanslarını yükselmesini sağladılar, takım olgusunun oluşmasında büyük bir birleştirici rol üstlendiler ama Yılmaz Vural bu adamların kellesini uçurmada tereddüt bile etmedi.

Tecrübeli isimler gidince gençlerin de sesi soluğu kesildi. Barış'a bakıyoruz her hafta ayrı bir hata yapıyor, takımı yakan isimlerin başında geliyor. Yekta'ya genç yaşta kaptanlık pazubandı emanet edilmiş adam sadece kendine oynuyor. Şahin'in zaten varlığıyla yokluğu belli değil. Yılmaz Vural'la yeniden kendini buldu dediğimiz Ergün Teber yine ortalarda yok.

Ligin en çok gol yiyen takımı ünvanını da elinde bulunduran  Kasımpaşa en büyük sorunu takım savunmasında yaşıyor. Ön tarafta hücum presiyle alakası olmayan gamsız oyunculara bir de ligin en hata yapmaya müsait savunma hattına en güven vermeyen kalecisi de eklenince içinden çıkılmaz haller alıyor takım.
Savunmanın kanatlarındaki Keller ve Sancak o bölgenin oyuncuları değiller.
Kademe anlayışları yok denecek kadar az. Göbekteki Barış ligin direkt oynayan stoperlerinin en genci, Luis Henrique'yi beğenirim aslında ama konsantrasyonu çok düşük bir oyuncu hiç beklemediğiniz anda sürpriz hatalar yaparak yakabiliyor takımı.

Savunmanın önündeki Tjukuzu da herkesin bildiği gibi ligin en ortamcı yabancılarından. Yaşı 30'u geçti ama hala kendisine güvenilip yola çıkılabilecek bir adam olamadı. Yanında son maçlarda değerlendirilen Hüseyin Kala'yı ise hiç tanımıyorum, sezon başında Beypazarı Şekerspor'dan alınmış ama izlediğim Kasımpaşa maçında varlığını farketmek için epey çaba sarfettim. Buarada Tjikuzu Bursa'ya getirilmemiş onun yerine ilk düşünülecek isim Bulgar Sarmov olacaktır, çok vasat bir oyuncu o da.

Ortasahanın sağında Yılmaz Vural'ın kazanmak için büyük çaba sarfettiği Varela'nın dünya umrunda değil. O da takımın genel haline ayak uydurmuş durumda. Solda Yılmaz Vural'ın ısrarla verim almaya çalıştığı Korhan ise yadırgamaya devam ediyor yerini.
Çok koşuyor ama üretkenlik sıfıra yakın.
Aslında Tjikuzu'nun yanında kullanılsa çok daha verimli olabilir takıma. Onun yerine de bugün Ergün Teber savunmanın soluna çekilerek Sancak ön tarafa kaydırılabilir. Yılmaz Vural bizim sağ kanadımıza mutlaka önlem almayı düşünecektir ilk etapta.

Ortasahanın önünde serbest olarak oynatılmaya çalışılan Yekta Kurtuluş ise takımdan ayrılmayı kafasına koymuş olmalı ki sadece kendine oynuyor son haftalarda. Geçen yıl ligin ikinci yarısında damga vuran Yekta'nın  yerinde yeller esiyor resmen.

En uçta ise büyük ihtimal Gökhan Güleç tek başına kullanılacak bu akşam. Henüz golle tanışamayan Gökhan yeteneğine ihanet eden adamların başında geliyor. Adamda her şey var ama bir türlü gösteremiyor kendini. Basit bir psikolojik destek ile tekrar Beşiktaş'ta ilk parladığı günlere geri dönebilir bu adam.
Burak Yılmaz başardıysa Gökhan da pekala başarabilir. Gökhan'a Şenol Güneş gibi sakin, hata yaptığında bile moral verecek, ona inandığını hissettirebilecek bir hoca lazım, bu ismin Yılmaz Vural olamayacağı ise gün gibi ortada.
Kasımpaşa'nın muhtemel 11'i:

Football Fans Know Better

2 yorum:

  1. çok komik bir yazı olmuş.nasılsa bu takım ligin son sırasında hiçbir macını izlemesem de ligin son sırasında oldguna göre dur sunun ilk 11ine bir bakayım agzıma geleni sallayım diye dusunulerek yazılmıs.
    bi kere kaleci tolganın son 3 haftadır yaptıgı muhtesem kurtarısları,sancak ın defansta nasıl harikalar yarattıgını,yektanın hiçkimse yardım etmemesine ragmen canına dişine takıp nasıl surekli gol pozisyonuna girdiğini görmeyen adam cıkıp blog yazmasın kardeşim !

    yada once kendi sercanı,volkan şeni,ozan ipeki nasıl sefilleri oynuyor onu eleştirsin sonra donup baska takımları yerin dibine batırsın.

    gercekten cok komik bir yazı olmus,yorum yapmadan gecemedim.saygılar.

    (kasımpaşa taraftarı değilim,istanbulda ikamet eden ve elimden geldiğince butun takımları gidip stadta izleyen bir futbol severim sadece)

    YanıtlaSil
  2. Valla ben ne zaman Kasımpaşa'yı izlesem fark yedi..
    En son Galatasaray maçını da izlemiştim 3'le zor kurtuldular..Galatasaray hali de ortada.

    Söylediklerimin hala arkasındayım, Tolga bu ligin en kötü kalecilerinden biri.
    Sancak'ın asıl mevkisi sol bek değil.
    Yekta da kendisi için oynuyor, takımı için değil..

    YanıtlaSil