06 Mart, 2011

24.Hafta Rakibimiz: İstanbul BB


Bu sezon ilk defa Bursa'da pazar maçı oynayacağız. Biletler üç gün öncesinden tükendi, stad çakılı 25 bin futbol seyircisi ile dolacak. Şampiyonluğumuzda iç sahada oynadığımız maçlardaki gibi bugün de tribünlerde taraftar değil "seyirci" olacak. Bu seyircilerin fazla olmasının olumsuz yönleri çok fazla, başka bir yazıda o konuya değiniriz ama şimdi sırası değil.

Bugün bana göre ligin kalan bölümünde evimizde oynayacağımız maçların en zorlusunu oynayacağız, Bursa'da çok şiddetli olmasa da gece 1'den beri yağmur istikrarlı bir şekilde yağmaya devam ediyor. Hava şartlarının böyle olması tabi ki de futbol oynatmama parolasıyla sahaya çıkacak olan deplasman takımının lehine olan bir durum. Ve bu hava şartları da benim bu maça dair kuşkularımı arttırmaya devam ediyor.

Daha önce kağıdı kalemi alıp hangi maçtan kaç puan çıkartırız  diye defalarca yaptığım hesaplamalarda hiç bir zaman bu maçın karşısına gönül rahatlığıyla "3"ü yazamadığımı da itiraf etmem gerekir. Gaziantep karşısında öyle ya da böyle galip geleceğimizi, bu maçtan çıkarılacak 1 puanın bile şampiyonluk yolunda çok ama çok önemli olacağını düşünüyordum. Ama şimdi işler değişti tabi, Antep'e kaybettiğimize göre bu maçtan mutlak suretle üç puanla ayrılmalıyız. Gerçi geçen yıl içerde altı attığımızdan beri heriflere şansımız tutmuyor bir türlü. Geçen yıl şampiyonluktan ediyorlardı neredeyse, bu yıl da kupanın dışında bıraktılar bizi.

Geçen hafta Galatasaray ve hafta içi oynadıkları Kasımpaşa maçlarında son yıllarda görmeye alışık olduğumuzun çok dışında bir İBB seyrettik. Fakat ben yine de korkuyorum bu takımdan, daha önce beş maç üst üste kaybedip Ertuğrul hocamızın Beşiktaş'ını şampiyonluk yarışının dışına ittikleri günler çok uzak değil. Ne yalan söyleyeyim deplasmandaki Fenerbahçe, Trabzon ve Kayseri maçlarından çekinmiyorum bugünkü kadar.

Maçı kazanırsak çok önemli bir virajı dönmüş olacağız, aksi bir skorda her şey bitecek mi tabi ki de hayır. Daha kazanılacak 30 puan var önümüzde, aynı zamanda rakiplerimizle de oynayacağımız altı puanlık diye tabir edilen maçlarımızı da oynamadık henüz.


Neyse sözü fazla uzatmadan İBB'nin kadrosuna bakacak olursak. Devre arasında iki transfer yaptılar. Gökhan Ünal'ı Fenerbahçe'den Filip Holosko'yu da Beşiktaş'tan aldılar. Bu iki adamın bir çok ortak noktası var. Ertuğrul Sağlam'ın kadrosunda görmek istediği oyuncuların başında gelmeleri ve İBB'ye bedavaya verilip parasının da ağabeylerinin karşılaması gibi. Bu transferler ne kadar etik. Kimse tartışmadı o yüzden biz de çıkıntılık yapmayalım şimdi ama yeri geldiğinde biz çıkarırız sesimizi kimsenin şüphesi olmasın.

Tabi Gökhan'ın da Holosko'nun da rakibinin oyun planına ne kadar uygun oldukları ortada. Gökhan Ünal takıma alıştı ve gollerini atmaya başladı, Holosko ise sakatlıktan yeni çıktı. Kasımpaşa maçında pek hazır bir görüntü vermedi, bugün hava şartlarının ağır olabilme ihtimalini göz önüne aldığımızda Abdullah Avcı kendisini zorda kalmadıkça forma vermeyecektir.

Rakibin en önemli eksikleri ise savunmanın ortasında. Marcus Vinicius'un sezonu kapattığı söylendi, Marquinhos da uzun süredir sakat. Bu yıl sadece 21 Şubatta A2 takımıyla resmi müsabakaya çıkmış fakat 65.dakikada yerine başka bir genç arkadaşa bırakmış. Bugün onun da kadroda olacağını düşünmüyorum. Metin Depe de Kasımpaşa maçında kırmızı kart görerek cezalı duruma düştü. Tüm bu eksiklere rağmen Abdullah Avcı'nın o bölgede oynatabilecek bir çok oyuncusu var elinde. Mahmut Tekdemir, Marcin Kus, Serhat Akyüz gibi isimler Can Arat'ın partnerliğini yapabilirler. Kaldı ki Metin Depe de yokluğunda aranacak bir adam değildir. Hatta oynasa daha iyi bile olurdu, bizim taraftarın önünde gaza gelip dengesiz müdahaleleri ile ekmeğimize yağ sürebilirdi.

Rakibin muhtemel 11'i

Football Fans Know Better

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder