27 Ağustos, 2012

Yüzleşme




Bursaspor camiasının hemen hemen her ferdine ders veren nitelikte bir karşılaşma oldu. İnşallah herkes alması gereken dersleri alır da yarınlarımız aydınlık olur. Öncelikle yönetimden başlamak gerekir. Herifler Twente maçından sonra İBB maçı bilet fiyatlarına zam yaptılar. 5-10-15 lira büyük paralar değil tabi ki ama Bursaspor taraftarının yolunası kaz olarak görmek o insanların haddi değil. Bunu taraftara hissettirmeleri ise trajikomik bir durum. Oysa yöneticilerin hepsi ticaretle uğraşan insanlar, bu işlere kafalarını basıyor olmaları gerekiyor. Amaçlarını anlamakta zaman zaman güçlük çekiyorum.

Taraftar ise takımı için ne kadar önemli olduğunu bu akşam anladığını umuyorum. Futbolcuların nasıl maç seçme hakkının olmadığını savunuyorsak biz taraftarlar da her maça ciddiyeti göstermemiz gerekiyor. Twente maçında tribünlerde nefes alacak yer yok iken bugünki maç taş çatlasın 10 bin kişi önünde oynandı.

Teknik heyet ise bugün anlamıştır ki takımdaki gereksiz oyuncu sayısını da daha da aşağılara çekmek gerekiyor. Bari genç oyuncuların önü kapanmasın yok yere. Mesela Bursaspor'un Türkiye Şampiyonu olan bir 95 takımı var alttan gelen. O takımın sağ beki Ozan Tufan Kups Koupio maçında bir çok kişinin takdirini kazandı. Bir çok oyuncu var orada A takıma yükselebilecek. Ferhat Kiraz, Bangura, İsmail Haktan gibi  20 küsürlü yaşlara erişmiş olan adamlara gelecek vadeden muamelesi yapmaktan vazgeçelim. Doğru düzgün bir futbolcu izleme komitesi oluşturup transferlerimizi ona göre yapalım. Menejerlerin önerdiği değil kendi istediğimiz oyuncuları alalım.  Görünen o ki Bursaspor 2-3 kulvarda yarışacaksa bu kadro derinliği ile işi bayağı bir zor.

Maça gelirsek, tatsız tuzsuz yavan bir 90 dakika izledik. Yazacak çok fazla bir şey de yok. Hiçkimse görevini doğru düzgün yapmadığından kime kızsak karar veremiyorum.
Artık önümüzde Twente maçı var.
Bu maçtan turu bize getirecek skoru elde etmek en büyük temennimiz.

25 Ağustos, 2012

2.Hafta Rakibimiz: İBB




İBB'nin bu yıl Turgay Bahadır haricinde yaptığı transferlerden daha yeni haberim oldu.
Sürekli sakat olan Marcin Kus ve Kenan Hasagiç'in yerine takviyeler yapmışlar.
Kaleci Eduardo ve stoper ve sağ bek oynayabilen Geraldes.
Bu iki oyuncu da teknik sorumlu Carlos Carvalhal'ın hemşehrisi. İkisini de hiç izlemedim ama tanıyarak ve isteyerek aldırmıştır diye tahmin ediyorum.

Eduardo 82 doğumlu, Portekiz liginde yıllarca oynamış, ayrıca 2010-2011 sezonunda İtalya'da Genoa forması giymiş.
Kariyerine bakıldığında onun için nokta transfer değerlendirmesi yapılabilir..
Geraldes ise Eduardo'nun aksine kariyersiz ve genç bir oyuncu. Bonservisi Rio Ave'den alınmış olsa da geçtiğimiz yılı Portekiz 2.lig takımlarından Desportivo Aves'te geçirmiş.

Takımın diğer oyuncularında da oyun anlayışlarında da herhangi bir değişiklik bulunmuyor.
Uzun uzun yazmaya gerek olmadığını düşünüyorum.

Bursaspor'da ise bu maç öncesi geniş çaplı bir rotasyon bekliyorum. İki gün önce yüksek tempoda bir maç oynadık. Bu maçtan 3 gün sonra da tekrardan Twente deplasmanına gideceğiz.
İlk maçta aldığımız galibiyetin anlam kazanması için Hollanda'da turu getirecek skoru almamız gerekiyor. Ertuğrul Sağlam tüm bunların muhasebesini muhakkak yapmıştır kendi kafasında.

Muhtemel 11'ler:


23 Ağustos, 2012

Rakibimiz: FC Twente



Bursaspor son yılların en önemli maçlarından birine çıkıyor. Bu taraftar şampiyonluk bile gördü ama Avrupa kupalarında hayallerdeki gibi oynayan Bursaspor'u izlemek nasip olmadı bir türlü. Uzun zaman sonra ilk defa maç günü gelmeden açık-kapalı kale arkası ve maraton tribünü biletlerinin tükenmesi ise şehrin maça ne kadar önem verdiğinin en büyük göstergesi.

Rakibimiz Twente ise çok güçlü bir takım. Her ne kadar teknik patronları Steve McClaren oyun sistemimiz oturmadı dese de ligdeki iki maçlarını izledim, şiir gibi top oynuyor herifler. Sezon başlarken Ola John ve Luuk de Jong gibi yıldızlarını kaybetseler de Dusan Tadic ve Luc Castaignos gibi takviyelerle güç dengesini tekrardan sağlamayı başardılar. Chadli ve Leroy Fer geçen yıla göre daha fazla sorumluluk alıp hücumda daha fazla katkı sağlıyorlar. Bunu oyuncuların istatistiklerinden de anlayabiliyoruz zaten.

Kalecileri Mihailov bana göre takımın en zayıf halkası. Kaç kere izlediysem hep hatalı çıkışlar yaptı, hatalı goller yedi. Twente gibi bir takımda yıllardır nasıl oynuyor bir türlü anlamadım gitti. Bizim emektar İvankov futbolu bırakmadan önce bu Mihailov'un önünde 1.kaleciydi milli takımda.

Savunmanın iki kanadında da Rosales ve Schilder gibi hücumcu oyuncuları tercih ediyorlar. Schilder geçen yıl Nac Breda'da ortanın ortası ve solunda oynarken burda savunmanın solunda değerlendiriyor. Teknik kapasitesi yüksek bir arkadaş, eski Galatasaray'lı Ergün Penpe'ye yakın bir stili var. Rosales ise bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ile sağ kanatta haldır haldır yardıran bir adam.

Ortanın ortasındaki Janssen ve Brama'nın her ne kadar savunmacı kimlikleri öne çıksa da ikisi de teknik kapasiteri ve topa vurmayı bilen oyuncular. Özellikle Janssen'in sürpriz koşularına dikkat etmekte fayda var. Bu oyuncuların önünde değerlendirilen Leroy Fer ise çok değişik bir oyuncu. Bizim Batalla'nın 1.88 boyunda ve altletik versiyonu diyebiliriz onun için. Onu özel kılan ise takım savunmasında en uçta oynayan santrfora verdiği pres desteği. Müthiş fizik var herifte, sezon sonunda çift haneli sayılara transferini duyarız yüksek ihtimalle. Ayrıca duran toplarda da bu cezasahasında iyi marke etmek gerekiyor.

Takımın en büyük hücum silahları ise Chadli-Tadic ikilisi. Adamlar her iki ayaklarını birden kullanabildiklerinden hem kanatlarda hem de içeri kat ederek rakip savunmalarda denge falan bırakmıyorlar. Bu iki oyuncuyu durdurabilirsek rakibin hücum gücünü %70 kadar azaltmış oluruz.

En uçta ise bugune kadar hep Bulykin oynasa da bizim maçta Castaignos'un ilk defa maça direkt başlayacağını düşünüyorum. O da topla ilişkileri üst seviyede, kolay adam eksiltebilen zımba gibi bir eleman.

Sözün özü, işimiz çok ama çok zor. Polyannacılık oynamanın yeri ve zamanı da değil. Twente ile oynayacağımız kesinleştikten sonra Valencia maçları aklıma gelip gelip uykumu kaçırıyor. Turu geçmek imkansız mı tabiki de değil. Öncelikle burdaki maçta gol yemeden Hollanda'ya gitmemiz gerekiyor. Gol de atılır, galibiyet de kazanılır ama bu adamlardan gol yemememiz gerekiyor. Ertuğrul Sağlam basın toplantılarda geçmişteki hatalardan ders almış bir görüntü çizse yarınki dizilişimiz ve oyun anlayışımız nasıl farklılar olacak, bekleyip göreceğiz.

20 Ağustos, 2012

Kayserispor:0 Bursaspor:1



İki takım da hemen hemen maç öncesi tahmin edilen 11'leriyle çıktılar sahaya. Sadece Kayseri savunmanın sağında normalde solda oynayan Nurettin'i, ortasahada ise bozucu Abdullah'ın yerinde yapıcı Okay Yokuşlu'yu tercih etmişti. Bu her ne kadar maça Kayseri'nin hükmetmesinde büyük etken olsa da Bursaspor'a karşı oynanması gereken  doğru oyun değildi. Topu Bursaspor'a verip kontra arasalar maçı çok rahat alabilirlerdi. 

Ama Şota hiç bir zaman kendi oyun anlayışından taviz vermiyor. O yüzden de Bursaspor ne kadar kötü olursa olsun sahadan boynu bükük ayrılan hep o oluyor. Onunki biraz müslüman mahallesinde salyangoz satmak.
İşin kolayına kaçmak varken o zor olanı tercih ediyor. Bu kötü bir şey mi tabiki de değil. Ama bizim memlekette yapılacak iş değil.
Şota'nı başarılı olması için aynı oyuncularla 2-3 sene üst üste oynaması lazım. Bu da işin tüccarlığında olan Kayseri'de pek mümkün görünmüyor.

Bursaspor penceresinden bakacak olursak sezona 3 puanla başlamak güzel.. Ama insan biraz da futbol izlemek istiyor. Üç gün sonra Twente maçımız var. Adamların Nac Breda karşılaşmasını izledikten sonra dün akşamki Bursaspor hevesimi fena kaçırdı. Kendimizi kötü oynasak da kazanıyoruz kazanıyoruz çünkü biz" Büyük takımız" diye avutsak da olaya biraz da gerçekçi bakmak lazım.


Geçen yıl üç gün arayla oynadığımız maçlardaki performans düşüşlerimiz gözümün önüne gelince de içim iyice kararıyor. Atalarımız perşembenin gelişi çarşambadan bellidir dedilerse vardır bir bildikleri.
Neyse umuttur Bursaspor.

18 Ağustos, 2012

1.Hafta Rakibimiz: Kayserispor




Bursasporumuz geçen yıl olduğu gibi bu sezonu da yine Kayserispor maçıyla açıyor. Geçen yıl ilk maçta alınan yanıltıcı galibiyet ilerleyen haftalarda canımızı epey sıkmıştı, dejavu yaşamamız en büyük temennimiz.

Kayserispor yine sezonu yeni isimler ile açıyor. Geçtiğimiz sezonki maçın 11'nden tam 5 oyuncunun şuan Kayserispor ile ilişiği kesilmiş durumda (Pekarik, Hasan Ali, Troisi, Amrabat, Gökhan Ünal), Gökhan Değirmenci takımın ikinci kalecisi konumunda ve Cangele o maçta sakatlığından beri henüz hiç bir resmi müsabakada görev yapmadı. Uzun lafın kısası Kayserispor yarın yep yeni kadrosuyla sahada olacak. Takımın bireysel kalitesini arttırdıklarını kabul etmek gerekir ama futbolun bir takım oyunu olduğunu, bireylerin performanslarından çok sahada mücadele eden oyuncuların bir arada neler yapabildiğinin önemli olduğunu unutmamak gerekir.

Bursaspor'da ise durum tam tersi. O gün oynayan oyunculardan takımdan tek ayrılan isim Turgay Bahadır. O da zaten zamanla misyonunu kaybettiğinden Bursaspor için kayıp olarak değerlendirilemez, en azından bu maç için. 

Kayserispor'un transferlerine kısaca değinmek gerekirse, kaleci Fenerbahçe'den kiralanan Ertuğrul'u herkes tanıyor zaten. Boyu postu yerinde, yetenekli de bir kardeşimiz. Geçen sezon ligde yeni olmasına rağmen Samsun formasıyle iyi maçlar çıkarmıştı. Hazırlık maçlarında hep 11'de oynamış, elinde geçen yıldan kalan Navarro, Gökhan Değirmenci, Deniz Mehmet gibi isimler olmasına rağmen Şota'nın tercihinin Ertuğrul'dan yana olacağını düşünüyorum.

Hasan Ali'nin yerine zamanında Bursaspor'a tavsiye ettiğimiz Malik Fathi'yi aldılar, bana göre bu bölgedeki boşluğu fazlasıyla doldurur bu oyuncu. Kaldı ki adamların elinde Nurettin Kayaoğlu gibi 92 jenerasyonunun   
sol beki bulunuyor. Malik Fathi'yi sol stoper olarak değerlendirilip, sol kanadı Nurettin'e emanet etmek de Şota'nın ihtimalleri arasında. 

Salih Dursun'la çok önceden rağmen anlaşılmasına rağmen Sakaryaspor'la yetiştirme bedeli konusunda uzlaşamadıklarından lisansı da geç çıkarılmış. Transfer kesinlik kazanmadığından da hazırlık maçlarında pek şans bulamamış, zaten bizim maçta geçen yıl son maçta gördüğü kırmızı karttan dolayı cezalı olması gerekiyor. Salih enteresan bir oyuncu. Her izlediğim Sakarya maçında farklı görevler üstlenmişti saha içinde. Adamın gerçek mevkisi orta sahanın ortası olmasına rağmen stoper de oynayabiliyor, santrfor da. Süperlige uyum sağladığı taktirde sezon sonunda 3-4 milyon avro bonservis bedeli ile İstanbul'un yolunu tutması yüksek ihtimal.

Ömer Bayram diye bir oyuncu aldılar Nac Breda'dan, o da benim kendisinden çok şeyler beklediğim bir isim. Sağda solda ismini çok kez dile getirmiştim. Bursaspor Hurşut'un peşinden koşacağına tarz olarak ona çok benzeyen, teknik kapasitesinin yanında futbol mantelitesi de üst seviyede olan Ömer Bayram'ı 300-400 bin avro yetiştirme bedeli karşılığında alsın isterdim açıkçası. Şota bu oyuncuyu nasıl kullanacak merak ediyorum.

Panathinaikos'tan alınan 10 numara Cleyton da sorumluluk aldığı taktirde Kayserispor'a sınıf atlatabilecek yeteneklere sahip bir oyuncu. En büyük handikabı çizdiği istikrarsız görüntü. Bobo ile aynı dili konuşmaları uyum sürecinini kısaltacaktır. Sezon başı kampını nasıl geçirdi bilmiyorum ama güçlü, arzulu bir Cleyton Kayseri'de çok şeyleri değiştirebilir.

Boca Juniors'tan alınan Pablo Mouche de Güney Amerika futbolunu takip edenlerin yakından tanıdığı bir isim. Her ne kadar Amrabat'ın halefi olsa da tarz olarak daha çok Cangele'yi anımsatıyor. Şota'nın kafasında ne olduğunu bilemesek de bana göre bu oyuncudan maksimum fayda sağ kanatta ters ayaklı olarak oynatıldığı taktirde sağlanacaktır. Tabi onun savunma zaaflarını tolare edebilecek sağ bek transferi de gerekebilir bu durumda. Eldeki tek sağ bek Kamil Ahmet Çörekçi'nin o tecrübeye sahip olmadığını kestirmek çok güç olmasa gerek. Ayrıca bu oyuncunun sakatlığından dolayı bizim maçta oynayamayacağı açıklandı. Onun yerine Eren Güngör bu bölgede değerlendirilip Zurab Kızanişvili'nin yanında da 1.90'lık Berkay Dabanlı şans bulabilir.  

Santrfor Bobo'yu ise zaten anlatmaya gerek yok, futbolun içinde olan herkes nasl bir oyuncu olduğunu biliyor zaten. Geçen yıl biz de herifin peşinden uzun süre koşmamıza rağmen alamamıştık.

#Güçlü: Hücum hattındaki geniş rotasyona sahip olan rakibin Güney Amerikalılar'ının bireysel yeteneklerinin bir hayli yüksek oluşu Kayseri'nin en güçlü yanı.

#Zayıf: En büyük sıkıntıyı savunma kurgusunda yaşadıklarını düşünüyorum. Önümüzdeki hafta içinde buraya takviye yapacakları haberleri sıkça çıkmaya başladı. Kullanıldığı taktirde Zurab-Berkay tandemi bizim için değerlendirilmesi gereken en önemli kaynak olacaktır. Konra ataklarda bu oyuncuların çabukluk zaaflarından faydalanmak gerekir.



Muhtemel 11'ler:



Burda da sezon öncesi Bursaspor'u yazdık. Merak edenler okuyabilirler:
http://www.hayatimfutbol.com/index.php/2012/08/bursaspor-pintodan-once-pintodan-sonra/